Rönesansın başlangıcı, Antik Yunan zamanındaki bilim eserlerinin Latinceye çevrilmesi ve matbaa aracılığı ile bu eserlerin tüm Avrupa’ya yayılmasıdır. Yani bilginin yayılması, cehaletin sona ermesidir. Bilgi arttıkça kilisenin insanın günlük yaşamı üzerindeki baskıları azalmış ve bu akım dinde reforma kadar giderek aydınlanma çağını tetiklemiştir. Avrupa’da Rönesans ile başlayan aydınlanma, nasıl ki Hıristiyan dünyasının ortaçağdan çıkmasını sağlamışsa Türkiye’nin Rönesansı da Atatürk devrimleri ile başlar. Atatürk’ün en büyük devrimi ise en az Cumhuriyet kadar önemli olan Harf Devrimi yani Türk Alfabesidir. Devrimin amacı toplumun cehaletini yok etmek, okuyan, öğrenen, sorgulayan bilgi toplumunu yaratmaktır. Çünkü bilgi sahibi olan insan kula kulluk etmez. Atatürk ayrıca kadın-erkek eşitliğine de çok önem vermiştir, çünkü geleceğin bilgi toplumunun bugünün anneleri tarafından yetiştirileceğinin farkındadır.
İşte gericiler bu yüzden Atatürk’e düşmandırlar, çünkü ortaçağda kalmak onların işine gelir. Toplum öğrenmez ise düşünmez, düşünmez ise sorgulamaz, sorgulamaz ise eleştirmez ve hesap sormaz. Hesap sormayan bir toplum hüloooğ diye bağıran koyunlara benzer. Cahil kitleleri din aracılığıyla istediğiniz gibi kandırabilir ve bu arada siz de kesenizi doldurabilirsiniz!
Bilgi toplumu yaratmak demek sadece okul inşa etmekten, içi boş binalar yapmaktan ibaret değildir, çok daha kapsamlı bir çalışma gerektirir. Peki Atatürk bilgi toplumunu yaratmak için neler yapmıştı?
1924
– Halifelik kaldırıldı. Dinişleri ve Evkaf Bakanlığı kaldırıldı. Onun yerine Diyanet İşleri Başkanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü kuruldu.
– Tevhit-i Tedrisat (Eğitim Birliği) kanunu ile tüm okullar ve bilim kurumları Eğitim Bakanlığı’na bağlandı.
– Medreseler kaldırıldı.
– Dini mahkemeler kaldırıldı. Yargı birleştirildi.
– Mustafa Kemal’in direktifiyle Kuran-ı Kerim Türkçe’ye çevrildi. Her vatandaş hak dinini kendi anladığı dilde ve saf kaynağından yani Allah’ın sözlerinden öğrenmeliydi.
– Cumhuriyet gazetesinin ilk sayısı 7.000 adet olarak dağıtıldı.
– Öğretmenler Kongresi’nde çocuk şarkıları yazılmasına karar verildi.
– Mustafa Kemal’in Trabzon, Rize, Giresun, Ordu, Samsun, Amasya, Tokat, Sivas, Erzincan, Erzurum, Kars, Sarıkamış, Kayseri, Yozgat ve Kırşehir illerini gezeceği büyük turu başladı. Her ilde halkın sorunlarını dinledi, çözüm önerilerini not aldı. Samsun’daki öğretmenler evinde söylediği şu cümlesi çok ünlü olacaktı:” Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, hayat için, muvaffakiyetler için en hakiki yol ilimdir, fendir.”
– 22 öğrenci Eğitim Bakanlığı tarafından devlet bursuyla yüksek öğrenim görmeleri için Avrupa’ya gönderildi.
1925
– Adana’da okur-yazar kursu açıldı. Mustafa Kemal, Taşucu’nun Tekir köyünde yarısı bataklık bir araziyi örnek çiftliğe çevirmek için satın aldı. Halk adını Gazi Çiftliği koydu.
– TBMM, Kılık ve Kıyafet Kanunu’nu çıkardı. Buna göre memurların şapka giymesi zorunlu hale getirildi. Tarikatlar, tekkeler, zaviyeler, türbeler kapatıldı. Şeyhçilik, dervişlik, müritlik, seyitlik, çelebilik, emirlik, nakiplik, falcılık, büyücülük ve üfürükçülük gibi unvan ve sıfatların kullanılması ve bu unvanlara ait hizmet görmeyi ve elbise giymeyi yasaklıyordu. Ortaçağ ağır yara almıştı.
– Bakırköy’de Öğretmenler Birliği lokali açıldı.
– Eğitim Bakanlığı başkanlığında 3ncü Bilim Kurulu kongresi yapıldı. Eğitim ilkeleri, ders programı ve yöntemleri belirlendi.
1926
– TBMM, Medeni Kanun’u ilan etti. Böylece kişi, aile, miras ve eşya hukuku bütünüyle yenilenmiş, kadın birçok konuda güvenceye ve eşitliğe kavuşmuş oluyordu.
– İstanbul Tıp Fakültesi’nde diploma töreni düzenlendi. İlk kadın diş doktoru Şaziye Yusuf Hanım da diplomasını alanlar arasındaydı.
– 3ncü burslu öğrenci grubu yüksek öğrenim için Avrupa’ya gönderildi.
1927
– Ankara Hukuk Okulu ilk mezunlarını verdi.
1928
– Ankara Anafartalar caddesinde 2 tiyatro binası açıldı. (Bitlisli’nin Tiyatrosu ve Cumhuriyet Tiyatrosu)
– Musuki Muallim Mektebi’nin (Konservatuar) temeli atıldı.
– TBMM, Milletlerarası Rakamların Kabulü hakkındaki kanunu kabul etti.
– Yüksek Ziraat Enstitüsü’nün temeli atıldı.
– Ankara’da Gazi Öğretmen Okulu açıldı.
– TBMM, Türk Harfleri Kanunu’nu ilan etti.
– Millet Mektepleri açıldı. Bu okulların amacı 16-45 yaş arasındaki okuma-yazma bilmeyen halka okuma ve yazmayı öğretmekti. Halk bu okullara büyük ilgi gösterdi.
1929
– Millet Mektepleri’ne 1 ayda 856.000 kişi yazıldı. İstanbul’da kursa devam eden kadın sayısı 55.106 idi.
– Topkapı Sarayı yeniden düzenlendi. Bu düzenleme sırasında 1513 tarihli Piri Reis’in dünya haritası da arşivlerden gün ışığına çıktı.
– İlk defa Yunus Emre’yi anma törenleri yapıldı.
– İlk defa Çocuk Bayramı ve Milli Egemenlik Bayramı kutlandı. Bu dünyada ilk defa çocuklara ait bir bayramdı.
– Ankara Hukuk Okulu ikinci mezunlarını verdi.
1930
– TBMM, Belediye Kanunu ilan edildi. Bu kanunla belediye seçimlerinde kadınların da oy verebileceği tanımış oluyordu.
– Türkiye’de ilk defa Nezahat ve Beyhan hanımlar asliye hukuk hakimliğine atanan kadınlar oldu.
– Sadri Maksudi’nin Türk Dili İçin adlı eseri yayınlandı.
1931
– Konya’da Mevlana türbesi müzeye dönüştürülerek halkın ziyaretine açıldı.
– Türk Tarih Tetkik Cemiyeti kuruldu. 4 yıl sonra bu kurumun adı Türk Tarih Kurumu olacaktı.
– TBMM, Ölçüler Kanunu’nu kabul etti. Ayrıca 500 lira olan milletvekili aylıkları dünya tarihinde ilk defa 350 liraya indirildi ve tasarruf edilen tutarın Eğitim Bakanlığı bütçesine aktarılmasına karar verildi.
1932
– Mustafa Kemal, Türk Tarih Kurumu’na dört maddelik bir yazı yazdı. Buna göre, yaz aylarında bütün öğretmenlerin katılacağı bir kongre düzenlenmesini, Türk Tarihi adlı eserin tamamlanmasını, okullar için hazırlanan tarih kitaplarında gerekli güncellemelerinin yapılması ve ilkokullar için yepyeni tarih kitaplarının yazılmasını istiyordu.
– Halkevleri açıldı. Halkevlerinde dil ve edebiyat, güzel sanatlar, tiyatro, spor, sosyal yardım, tarih ve müzecilik, kütüphane ve yayın, köycülük eğitimleri verilecekti.
– İlk defa Dil Bayramı kutlandı.
1933
– 55nci Halkevi Ankara’da açıldı.
– Atatürk Orman Çiftliği’nde tarım okullarından gelen stajyerler için yatakhane ve misafirhane yapıldı.
– Türkiye’nin ilk üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi, 4 fakülte, 624 kız, 2.813 erkek öğrenci, 65 öğretim üyesi ile açıldı.
– TBMM, kadınlara köy ihtiyar heyetlerine seçme ve seçilme hakkı da veren kapsamlı kanunu ilan etti.
– Yüksek Ziraat Enstitüsü açıldı.
1934
– 50 öğrenci daha Eğitim Bakanlığı bursuyla yüksek öğrenim için Avrupa’ya gönderildi.
– Ankara Halkevi salonunda Öz Soy adlı ilk Türk operası sahnelendi.
– TBMM, kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkını tanıyan kanunu kabul etti.
– Yüksek Ziraat Enstitüsü’nün içinde Beden Terbiyesi Enstitüsü kuruldu.
1935
– Yeni seçimler yapıldı. TBMM 383 erkek, 18 kadın milletvekilinden oluşuyordu.
– 103üncü Halkevi açıldı.
– Milletlerarası Kadın Hakları Derneği’nin 12nci kongresi İstanbul Yıldız Sarayı’nda yapıldı.
– Sabiha Gökçen, Türk Hava Kurumu’nun Akköprü’deki atölyesinde ilk defa planörle uçan Türk kadın pilotu oldu.
– Ankara Üniversitesi açıldı. İlk fakültesi Dil ve Tarih-Coğrafya fakültesiydi.
1936
– 136ncı Halkevi açıldı.
– Ankara’da Hıfzıssıhha Okulu açıldı.
1937
– İlk defa Gençlik Bayramı kutlandı.
1938
– 209uncu Halkevi açıldı. Halkevlerinde çalışan erkek üye sayısı 130.000, kadın üye sayısı 6.215’e çıkmıştı. Bu yıl içinde 2.727 konferans, 18.314 ders, 1.730 temsil, 1.420 konser verilmiş, 267 sergi açılmış, 1.760 film gösterilmişti. Kitap sayısı 286.000’e, okuyucu sayısı 2 milyona yükselmişti. Konferanslara 832.000 kişi gelmiş, filmleri 805.000 kişi izlemişti. Konferans başına 340 kişi düşüyordu. 1.279 köy gezisi düzenlenmişti. Okuma odalarının sayısı da artmıştı.
O, sadece bu ülkenin kaderini değil, dünya tarihinin akışını da değiştirmiş, ezilen halkların kurtuluşu için doğru yolu göstermiştir. 1400 yıldır neyin orucu bozup neyin bozmadığını tartışan bir toplumu bilgi toplumu haline getirmeye çalışmak bile başlı başına muazzam bir çabadır. Umarım bu ülkede yaşayan herkes bir gün Mustafa Kemal Atatürk’ün gerçek değerini ve halkının menfaatleri için neleri göze aldığını anlar…